Fethiye Bayan Masör

Diğer teneke kutu yolun kenarına atılmıştı. Nils evine gitmişti. Sigarası bitmişti. Fethiye Bayan Masör O da şu polis Harry piçinden bir tane otlanmıştı. Harry Waaler gittikten yarım saat sonra cebinden bir paket Camel Light çıkarmıştı. Light, kısmı hariç iyi bir seçimdi. Onlar sigara içmeye başlayınca Falkeid öfkeyle onlara doğru bakmış fakat bir şey söylememişti.

Sivert Falkeid’in dumanlar arasında parlayan yüzüne baktı. Sinir bozucu şekilde hareketsiz olan ekranlar da dumandan görünmez olmuştu. Harry sandalyesini ekranlara yakınlaştırmıştı. Ekranlardaki görüntülere sanki kaçırdıkları bir şeyler varmış şeklinde dikkatle bakarken acil etmeden sigarasını içiyordu. “Şu ne?” dedi Harry sol taraftaki görüntülerden birini parmağıyla işaret ederek. “Şurası mı?” “Hayır, üstündeki. Dördüncü kat.” Otto açık sarı duvarlardan başka bir şey görünmeyen görüntüye baktı. “Ben bir şey göremedim, ” dedi Otto.

Fethiye Bayan Masör

“Sağ taraftan üçüncü kapının üzerinde. Sıvanın üzerinde. Otto gözlerini kısarak dikkatli bir şekilde baktı. Beyaz renkte bazı işaretler var gibiydi. Baştan kameraları yerleştirirken yanlışlıkla yapmış oldukları bir şey mi diye geldi aklına ama binanın o kısmında delik açtıklarını hatırlamıyordu. Falkeid de öne doğru eğildi. “Nedir bu?” “Bilmiyorum, ” dedi Harry. “Otto bizlere şunun ne olduğunu gösterebilir misin?” Otto kursörü ekrandaki kapının üzerine getirip etrafında minik bir kare oluşturdu. İki tuşa bastı. 51 ekran tv ekranının tamamında o görüntü vardı. “Aman Tanrım, ” diye mırıldandı Harry. “Evet efendim, bu gördüğünüz hiç de kötü bir alet debidir, ” dedi Otto övünerek. Bir eliyle de denetim panelini okşuyordu. Bu Harry denen cinse alışmaya başlamıştı. “Şeytan yıldızı, ” diye fısıldadı Harry.

“Hey, ” ama polis çoktan Falkeid’e dönmüştü. “Delta Bir veya her ne haltsa hemen so şekilde 406 numaralı odaya giriyorlar. Ben oraya gidene kadar beklemelerini söyleki.” Polis ayağa kalktı ve Otto’nun sabahlara kadar internette sörf yaparken defalarca gördüğü Glock 21 marka tabancaını çıkardı. Ne olduğunu pek kestiremese de bir şeyler olacağını hissedebiliyordu. Polis gözden kaybolmuştu. “Alfadan Delta Bir’e, ” dedi Falkeid ve telsizin düğmesini bıraktı. Cızırtı. O güzelim cızırtı sesi telsizden duyuldu. Harry bir an için asansörün önünde kararsız kaldı fakat sonucunda kapısını açıp içeri girdi. Siyah demir ızgarayı görünce kalbi bir an duracakmış şeklinde oldu.